67 - Mülk Sûresi
"Euzü Billahi mineş şeytanir racim"
BismillahirRahmanirRahıym
- 
        Tebârekelleziy BiyediHİlMülkü, ve HUve ‘alâ külli şey’in Kadiyr; Mülk (fiiller boyutu) elinde olan (onu her an dilediğince tedbir eden) ne yücedir! O, her şeye Kaadir’dir. 
- 
        Elleziy halekalmevte velhayâte liyeblüveküm eyyüküm ahsenu ‘amela* ve HUvel ‘Aziyzul Ğafûr; Ortaya koyacaklarınız itibarıyla hanginizin daha mükemmel olduğunu yaşatmak için ölümü ve hayatı yaratan “HÛ”dur! O, Aziyz’dir, Ğafûr’dur. 
- 
        Elleziy haleka seb’a Semavatin tıbaka* ma tera fiy halkırRahmâni min tefavut* ferci’ılbasare hel tera min futûr; Semâları yedi boyut (hâlinde) yaratan “HÛ”dur! Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin! Hadi bakışını döndür de bak! Bir kopukluk - uyuşmazlık görüyor musun? 
- 
        Sümmerci’ıl basare kerrateyni yenkalib ileykelbasaru hasien ve hüve hasiyr; Sonra bakışını iki kere daha döndür de bak! Bakışın en yorgun (aradığın kusuru bulamamış hâlde), hor-hakir olarak sana döner! 
- 
        Ve lekad zeyyennes Semaeddünya Bimesabiyha ve ce’alnaha rucûmen lişşeyatıyni ve a’tedna lehüm ‘azâbes se’ıyr; Andolsun ki dünyanın (düşünce) semâsını, aydınlatıcılar (hakikat bilgileriyle) olarak donattık! Onları meydana getirdik ki, şeytanları (şeytanî fikirleri) taşlayıp uzaklaştırmaları için! Onlar için alevli ateşin azabını hazırladık. 
- 
        Ve lilleziyne keferu BiRabbihim ‘azâbu cehennem* ve bi’sel masıyr; Hakikatlerini oluşturan Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır! Ne kötü dönüş yeridir o! 
- 
        İzâ ülku fiyha semi’u leha şehiykan ve hiye tefur; Onun içine atıldıklarında, o kaynayarak fışkırırken, onun gümbürtüsünü işitirler! 
- 
        Tekâdu temeyyezu minelğayz* küllema ülkıye fiyha fevcun seelehüm hazenetüha elem yeti’küm neziyr; Gayzından (şiddetli taşmasından) neredeyse çatlayacak hâldedir! Onun içine her bir bölük atıldıkça, muhafızları onlara: “Size bir uyarıcı gelmedi mi?” diye sorar. 
- 
        Kalu belâ kad caena neziyrun fekezzebna ve kulna ma nezzelAllâhu min şey’* in entüm illâ fiy dalâlin kebiyr; (Cehennem ehli de) der ki: “Evet, gerçekten bize bir uyarıcı geldi de biz inanmayıp reddettik! ‘Allâh hiçbir şey inzâl etmemiştir; sizin yaptığınız çok büyük bir sapıklıktır’ dedik.” 
- 
        Ve kalu lev künna nesme’u ev na’kılu ma künna fiy ashabisse’ıyr; Derler ki: “Eğer dinleseydik onları, aklımızı kullansaydık; alevli ateşte yanan halk içinde olmazdık!” 
- 
        Fa’terefu Bizenbihim* fesuhkan liashabis se’ıyr; Suçlarını böylece itiraf ettiler! Uzaklığı yaşasın dev alevli ateş ehli! 
- 
        İnnelleziyne yahşevne Rabbehüm Bilğaybi lehüm mağfiretun ve ecrun kebiyr; “Gayb”ları olarak Rablerinden haşyet duyanlara gelince, onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır. 
- 
        Ve esirru kavleküm evicheru Bih* inneHU ‘Aliymun BiZâtissudur; Düşündüğünüzü ister içinizde tutun ister açığa vurun! Muhakkak ki O, sadırların (içinizin - bilincinizin - şuurunuzun) zâtı olarak Aliym’dir. 
- 
        Elâ ya’lemu men haleka, ve HUvel Latıyful Habiyr; Yarattığını bilmez mi! O, Latiyf’tir, Habiyr’dir. 
- 
        HUvelleziy ce’ale lekümül’Arda zelûlen femşû fiy menâkibiha ve kûlu min rizkıh* ve ileyHİnnuşur; O, arzı (bedeni) size (bilincinize) tâbi oluşturdu! Onun omuzlarında yürüyün ve O’nun yaşam gıdasından nasiplenin! Yeniden varoluşunuz O’na dönük olacaktır! 
- 
        Eemintüm men fiysSemâi en yahsife Bikümül’Arda feizâ hiye temur; Semâdakinin sizi arzınıza geçirmesinden güvencede misiniz? Birden o harekete geçip çalkalanmaya başlar! 
- 
        Em emintüm men fiysSemâi en yursile ‘aleyküm hasiba* feseta’lemûne keyfe neziyr; Ya da semâdakinin, üzerinize bir kasırga - hortum irsâl etmesinden güvencede misiniz? Uyarımın anlamını bileceksiniz! 
- 
        Ve lekad kezzebelleziyne min kablihim fekeyfe kâne nekiyr; Andolsun ki onlardan öncekiler de yalanladı! Benim, beni inkâr sonucunu yaşatmam nasıl oldu! 
- 
        Evelem yerav ilettayri fevkahüm sâffatin ve yakbıdne, ma yumsikühünne illerRahmân* inneHU Bikülli şey’in Basıyr; Üstlerinde saf saf kanatlarını açıp yükselen, kapayıp inen kuşları görmezler mi! Onlar Rahmânî kuvvelerle bunu başarıyorlar! Muhakkak ki O, her şeyi (hakikati olarak) Basıyr’dir. 
- 
        Emmen hazelleziy hüve cündün leküm yansurukum min dûnirRahmân* inilkâfirune illâ fiy ğurur; Ya da Rahmân’a karşı size yardım edecek ordunuz mu var? Hakikat bilgisini inkâr edenler yalnızca bir aldanış içindedirler! 
- 
        Emmen hazelleziy yerzükuküm in emseke rizkaHU, bel leccû fiy ‘utuvvin ve nüfûr; Eğer yaşam gıdanı kesse, kimdir şu sizi besleyecek? Hayır, azgınlık ve nefretle kaçışı inatla sürdürmekteler 
- 
        Efemen yemşiy mükibben ‘alâ vechihi ehda emmen yemşiy seviyyen ‘alâ sıratın müstekıym; Peki, âmâ olarak yüzüstü sürünen mi doğru yolda gider yoksa sırat-ı müstakim üzerinde dimdik önünü görerek yürüyen mi? 
- 
        Kul HUvelleziy enşeeküm ve ce’ale lekümüssem’a vel’ebsare vel’ef’idete, kaliylen ma teşkûrun; De ki: “Sizi inşa eden ve sizin için algılama kuvvesi, idrak kuvvesi (basîret) ve FUADLAR (Esmâ mânâ özelliklerini beyine yansıtıcı kalp nöronları) oluşturan “HÛ”dur! Ne kadar az şükrediyorsunuz (değerlendiriyorsunuz)!” 
- 
        Kul HUvelleziy zereeküm fiyl’Ardı ve ileyHİ tuhşerun; De ki: “Sizi, arzda yaratıp yayan “HÛ”dur! O’na haşr olunacaksınız!” 
- 
        Ve yekulûne metâ hâzelva’dü in küntüm sadikıyn; Derler ki: “Eğer sözünüzde sadıksanız, bu tehdidiniz ne zaman (gerçekleşecek)?” 
- 
        Kul innemel’ılmu ‘indAllâh* ve innema ene neziyrun mubiyn; De ki: “O’nun bilgisi Allâh indîndedir! Şüphesiz ki ben apaçık uyarıcıyım!” 
- 
        Felemma raevhu zulfeten siet vucûhülleziyne keferu ve kıyle hâzelleziy küntüm Bihi tedde’un; Onu (ölümü) yaklaşmış gördüklerinde, o hakikat bilgisini inkâr edenlerin yüzleri kötü oldu (karardı)! “İşte bu, kendisini bir an önce yaşamayı temenni ettiğinizdir!” denildi. 
- 
        Kul eraeytum in ehlekeniyAllâhu ve men ma’ıye ev rahımena, femen yüciyrulkafiriyne min ‘azâbin eliym; De ki: “Bir düşünün! Allâh beni ve benimle beraber olanları helâk etse ya da bize rahmet etse; hakikat bilgisini inkâr edenleri feci bir azaptan kim kurtarır?” 
- 
        Kul HUverRahmânu amenna Bihi ve ‘aleyhi tevekkelna* feseta’lemune men hüve fiy dalâlin mubiyn; De ki: “O, Rahmân’dır; O’na hakikatimiz olarak iman ettik ve O’na tevekkül ettik! Kimin apaçık yanlış düşünce içinde olduğunu yakında bileceksiniz!” 
- 
        Kul eraeytüm in asbeha mâüküm ğavren femen ye’tiyküm Bimâin me’ıyn; De ki: “Bir düşünün! Eğer suyunuz çekilse, sizde kim kaynak açıp su (ilim) oluşturur?