ahmedhulusi.org

Günün 24 saatinin ne kadarında bilinçlisiniz?..

“ALLÂH”a, Kurân’ı okuyup-ona iman etmeyenler, kaçamazlar!

Neydi o âyet?.. “İman ettik” deyip de imtihanla karşılaşınca, bahaneler bulup zordan kaçanlar hakkındaki?.. İmtihanı, gökten düşecek dosya kağıdındaki sorular zannedenler hakkındaki?!!

Yarın yukarıdan tanrınız megafonla mı seslenecek sizlere?.. “Falancanın ağzından uyarmıştım sizleri” diye!..

Fakr hâlindekinin duası, hakikatinden gelişi dolayısıyla, “OL!” emri gibidir!

İnsanı “insan” kabul ettiren faktör, bilgisi değildir!..

Toplumun robotu, “insan” olmaz!

İnsan, özünden ürettikleri kadarıyla insandır!

Bütün mahlûkat kendi menfaati için yaşar... Vermek ise, “ALLÂH ahlâkıyla ahlâklı olan”a aittir!

“İnsan” dışında bir varlığa, “ALLÂH AHLÂKIYLA AHLÂKLAN!” uyarısı yapılmamıştır... Niye?

PC’de harf kaybolmadan bilgiler saklanıyor, ama “İnsan” demiyoruz ona!..

Dünyada dikenler güllerden çok daha fazla!..

“Yazgın” sana neleri kolaylaştırmış? Bu şartlara hazırlanmayı mı; yoksa aksini mi? Hazırlanmayı kolaylaştırmış ve hazırlanabiliyorsan; ne mutlu sana saîd dostum!

Ne geldiğimiz âlemin başını kavrayabiliyoruz, ne de geçeceğimiz boyutun sonunu!

DUA ve ZİKİR mekanizmasını kullanmaz, paslandırıp, bir kenara terk edersin; ki bunun cezasını da sonsuza dek çekersin!

Bir de olayı ve kişiyi YAŞAYARAK bak bakalım, o konunun içyüzüne... Acaba ne göreceksin?!!

Sükûtuhayaller, daima gerçeklerle karşılaşmaktan doğar... Ne kadar çok sükûtuhayalin varsa, o kadar gerçekle karşılaşırsın!

Bilmek ayrı şeydir, idrak yani inceliği kavramak ayrı şeydir!

Önce varlığı TEK’e bir indirsek nasıl olur?!.

Kuvvetli bir akıl, tefekküre götürür. Kuvvetli tefekkür, haşyeti getirir!

İrfanda haşyet, Vahdette seyr vardır!

Beşerî değer yargıları kalkmadan, kimse kendini tasavvufa girmiş saymasın!

İnandığınız uğruna nelerinizden vazgeçebildiniz?..

Kapı gibi ortada dururken benliğiniz ve onu oluşturan öğeler; nasıl “ÖZDE BİR” olmaktan söz edebilirsiniz ki?..

Kendini arayanlara ayna olarak “Din” tebliğ edilmiştir!