- 
Hakk’ın yüzündeki perde, zanna ve şartlanmalara dayanan hükümlerinizdir. 
- 
Samimiyetiniz, karşınızdakine açılabilmeniz kadardır! 
- 
Karşınızdakiyle tartışırken, kendinizi onun yerine koyabiliyor musunuz?.. 
- 
Hakareti hak ettiyseniz, ses çıkartmayınız; şayet hak etmediyseniz, üstünüze alınmayınız! 
- 
Rakamların sonu olmadığını bilirsiniz değil mi?.. 
- 
Dünyada yeri dolmayacak tek kişi, annenizdir. 
- 
Her şeye rağmen sizi affedebilecek insan, annenizdir. 
- 
Çokluğu görünüz, azınlığı değerden hali bırakmayınız. 
- 
Zamanı, bakış açılarının ötesinde değerlendiriniz. 
- 
Ulaşacağın cennet, aklına yön vereninki kadardır! Bu, eşin de olabilir; bir ârif de!.. Kılavuzun kim ise, sonucunu yaşayacaksın! 
- 
Hikmetleri tespit, seslenişe vasıta olabilmeniz nispetindedir. 
- 
Aynı anda, iki ayrı âlemde yaşıyabiliyor musunuz? 
- 
Ben, sen ve O’nun kalktığı yere gittiniz mi?.. 
- 
“Halife”, her devirde mevcuttur; sayısı değişenler, O’nu görebilenlerdir! 
- 
Dünya ve kâinat, bilincinizde ufalıp kaybolup gitti mi hiç?.. 
- 
Aslı olmayan gölge gördünüz mü?.. Gölge “var” mıdır?.. 
- 
Nasibinde olmaması, yaradılışındaki mahrumiyetindir; ki asla değişmez. 
- 
Yüzeyde kaldığınız sürece, dalgalardan kurtulamayacağınızı biliniz. 
- 
Vermek zorunda olduklarınız, almak istedikleriniz nispetindedir. 
- 
Zavallılığın, karşındakinin sözlerini anlamadığın hâlde, anladım sanmakla başlamıştır. 
- 
Kafan boş, gözün boş, gönlün boş; gurur niye?.. 
- 
Bireyselliğin izzeti zillettir! İzafî benliğin izzeti peşinde koşanlar er geç zilleti tadacaklardır. 
- 
Lâyık olduğunu bilebilmek ve ona tâlip olmak, özünün izzetindedir. 
- 
Tedbir, insanın emniyet sübabıdır. 
- 
Oduna esans dökmüşler, gül sanmış kendini!